Son günlerde Türkiye gündemi dahil olmak üzere bir çok ülkenin gündeminde olan bir konu Hacking Team’in hacklenmesi. Hacking Team, Milano (İtalya) merkezli olup “ilk defa polislere ticari hacking yazılımları satan firma” olarak hizmetlerine başladı.

5 Temmuz tarihi “Hacking” ekibinin de hacklendiği gün olarak kayıtlara geçti. Hacklenen hedef bir “hacking” ekibi olunca haliyle ortaya çıkan veriler de çok sağlam oluyor. 400 GB’a yakın bir verinin çalındığı söz konusu. Bu 400 GB’lık verinin içinden ilk çıkan belgeler Türkiye dahil bir çok ülkenin devlet veya devlet kurumu seviyesinde hizmet satın aldığını gösteriyor.

İlerleyen gün ve aylarda bu paylaşılan veriler içerisinden çıkacak belge ve dosyalar ikinci bir Wikileaks dalgası tarzında bir etki oluşturabilir. Zira söz konusu belgeler ülkelerin güvenlik kurumlarına ait ve bunlara FBI’da dahil.

Peki Hacking Team polis ve diğer devlet kurumlarına kendi vatandaşları üzerinde kullanmaları için neler sağlıyordu? Şüpheli şahısların başta; e-posta, Skype, sesli mobil aramalar, GPS verileri, telefonun kamerası ve mikrofonu olmak üzere bir çok alanda takip edilebilmeleri ve izlenebilmelerini sağlıyor. Tabi tüm bunları şüphe çekmeden yapabilmek için de telefonların pillerini tüketmeyecek şekilde takip edebilecek özel algoritmalar geliştirildiği açıklanan belgeler arasında dikkat çeken bir detay olarak karşımıza çıkıyor.

Hacking Team elbette sadece mobil tarafta kişileri dinlemek ve takip edebilmek için hizmet satmıyor. Windows, Linux ve Mac’lerde kullanılan Adobe Flash Player üzerinde son 4 yıl içerisindeki en ciddi güvenlik açığı olarak tanımlanan bir açığı kullanarak her türlü masaüstü sistemlerde de istediği şekilde erişime sahip olabilmekteydi. Her ne kadar Adobe Flash artık eskisi kadar kullanılmasa da, şu anda bu bildiğimiz sızma yöntemleri arasında yer almakta. İlerleyen günlerde diğer sızma yöntemleri hakkında da bilgiler gelebilir.

Kim bilir belki de Time’da yazdığı üzere 3. Dünya Savaşı sessiz sedasız 1 ve 0’lar üzerinde başlamıştır.